Dünya otomotiv sektörü gelmiş geçmiş en büyük dönüşümlerinden birini yaşıyor. Her ne kadar bu süreç içten yanmalı motorların elektrikli motorlara dönüşümü olarak anılsa da aslında bu süreci fosil yakıt kullanan araçların yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmesi olarak ifade etmek daha doğru bir tanım olur.
Örneğin Volkswagen, şirket tarihinde önemli kırılım noktaları olarak 1939’da ilk aracın üretimi, daha sonra 1974’te sulu motorlara geçiş ve 2019’da ise elektrikli araçların piyasaya sürülmesini görüyor. Elbette şirketin 2019’da bu adımı atmasının en önemli noktalarından biri de şirketin 2015’te ABD’de yaşadığı; Diesel gate ya da Emission Gate olarak da ifade edilen emisyon skandalı. Volkswagen, bu olay sonrasında 80 milyar euroluk bir yatırım yapma kararı aldı.
Elbette 80 milyar euroluk bu yatırım sadece elektrikli araca değil. Tedarik, yan sanayii de tamamen değişiyor. Örneğin 1 kilogram akaryakıtla elde edilen enerji halen 1 kilogram aküde saklanabilenden daha fazla. Dolasıyla pil teknolojisine de yoğun bir yatırım ve araştırma yapılıyor.
Şu anda otomobil sektörü çok zor bir dönemeçte. Fosil yakıtlı araçların önümüzdeki beş yıl için sektörün en büyük gelir kalemi olmaya devam edeceği ön görülüyor. Avrupa’da bir otomobilin ömrü 5-8 yıl arası iken Türkiye’de bu süre 15-20 yıla kadar uzuyor. Dolayısıyla fosil yakıtlı araçlar en az 25 yıl kadar daha hayatımızda olacaklar.
Elektrikli araçlar ise bu türde bir dönüşümün aslında ilk parçası olarak görülüyor. Elektrikli araçlar denildiğinde akla aküden beslenen araçlar akla gelmektedir. Ancak elektrikli araç motorlarını farklı enerji kaynakları ile de çalıştırmak mümkün. Mesela hidrojenle çalışan sistemler ya da güneş panelleriyle kendi kendine şarj olan otomobilleri de aynı sınıfa alabiliyoruz.
Hibrit araçlar ise hem fosil yakıtla çalışan içten yanmalı motorlara sahip olurken bunun yanı sıra çok düşük menzillere sahip elektrik motorlara ait araçlar. Dolayısıyla hibrit teknolojisi çok büyük bir avantaj sağlamıyor. Hibrit teknolojisi bir geçiş teknolojisi olarak görülüyor. Bu sebeple de piyasadaki hibrit araç teknolojisi artık ilerlemiyor ve pek çok marka hibrit teknolojisini terk ediyor.
Elektrikli araçların en büyük özelliği satış sonrasında fosil yakıtlı araçlara göre avantajı, bakım ihtiyaçlarının olmaması. Elektrikli araçlardan dolayı önemli bir gelir kalemi bulunan yetkili servisler de elektrikli araçlarla birlikte yeni bir iş modeline doğru geçerek ayakta kalması gerekiyor. Dijital servisler ve katma değerli servisler ile yetkili satıcılar bu alandan para kazanmaya başlayacaklar. Bazı araştırmalara göre dijital servis gelirlerinin satış gelirleri ile neredeyse aynı noktaya geleceği öngörüleri mevcut.
Elektrikli Araç Modelleri Artıyor
2023 yılında Türkiye’de elektrikli otomobilde bir dönüm noktası olacak. Yerli marka otomobil üretim projesi olan TOGG’un ilk elektrikli aracı 2023’te yola çıkarken sadece Volkswagen grup bünyesinde 20 yeni elektrikli araç modeli satışa sunulacak.
Paylaş:
